Bunun istisnası yok. Bunu görmememizin sebebi kafamızdaki formüller.
Mesela koşulsuz sevgiyi istiyorsam ve beklentim bir anda hayatımdaki herkesin bana sevgi dolu davranmasıysa, bu böyle olmayacak.
Çünkü önce kendi zihnindeki koşulların temizlenmesi gerek, önce senin koşulsuz sevmeyi deneyimlemen gerek.
O yüzden, koşulsuz sevgiye niyet ettiysen, sevgi tanımını alt üst edecek durumlarla karşılaşacaksın. Hayat sana istediğinin tam tersini veriyormuş gibi gelecek.
Zihni yargının olmadığı bir yere getirmek istiyorsan, önüne yargılayacağın birçok şey çıkacak.
Derin huzuru istiyorsan, huzurunu tehdit eden durumlar, insanlar karşına çıkacak.
En derin bağlantıyı istiyorsan, seni dünya zihninin içine çekecek durumlar gelecek.
Hayat arınmamız gereken şeyleri önümüze çıkararak sürekli bize destek oluyor.
Biz en derin niyetimizi unutmuşsak bunların her birini engel olarak görüyoruz.
Hatta bazen başarısızlık ya da şanssızlık gibi görüyoruz.
Belki diyorsun ki, zihnimin üstünde o kadar çalıştım, derinleştim, yol aldım sanıyordum, en başa döndüm. Belki de daha aşağı düştüm.
Sen egondan sıyrılmak istiyorsan, ego tabi ki seni içine geri çekmek için bir sürü oyun oynayacak.
Önceden bu oyunları oynamasına gerek yoktu, çünkü zaten sorgulamıyordun, o senin koşulsuz şartsız efendindi.
Şimdi gücü elden gidiyor, tabi ki yeni taktikler deniyor, deneyecek, hepsi normal.
Hepsi sürecin parçası. Sen yolunu niyetini hatırladıkça, olan her şeyin ötesindekine bakmaya devam ettikçe bunların hepsinin neden olduğunu anlayacaksın.
Belki olurken değil, her şey geçtikten sonra. Ama anlayacaksın.
İçindeki bilgelik uyanacak ve yaşanan her şeye, buna dahil olan herkese minnet duymaya başlayacaksın. Seni gelmen gereken anlayış noktasına getirdikleri için ne kadar teşekkür etsen az olduğunu fark edeceksin. Hayatın sana verdiği büyük hazineyi göreceksin. O zaman hayatın senden bir şeyler almasından korkmanın ne kadar saçma olduğunu anlayacaksın. Ona karşı sürekli savunmada durduğun hayat, sana bu hediyeyi hazırlıyormuş, anlayacaksın.
Bu illa yolun sonunda olmuyor, bu geri çekilip baktığımız her an fark edeceğimiz bir şey.
Şu ana kadar olduğunu düşündüğün her şeye bak, egoyu geri çekip baktığında ne görüyorsun?
Spiritüel öğrenme hep yukarı çıkan dümdüz bir yol değil. Dünyada öğrendiğimiz şekilde ölçmek mümkün değil. Ne yıllarla ölçebilirsin ne meditasyonda ne kadar kaldığınla. Günde kaç kere uygulama yaptığınla, kaç kitap okuduğunla, hangi kursa katıldığınla ilgili değil. Yolu hızlandıran kendine ne kadar samimi olduğun, gerçekten bilmek istiyorsan bileceksin.
Yanında biraz illüzyon, birazcık ego götürmeye çalıştığın müddetçe de pek yol alamayacaksın. İnişli çıkışlı, düşüşlü kalkışlı bir yol. Çıkışın olması için, öğrenmenin hızlanması için iniş de gerekli.
Yola samimiyetle çıktıysan, yolda samimiyetle kaldıysan, yolculuğun kendisi değerli.
Comments