top of page
Yazarın fotoğrafıIşıl Aksakal

Sürekli Plan Yapmanın Sebebini Hiç Düşündün Mü?

Güncelleme tarihi: 10 Eyl 2021

İnsan zihni korkunun farklı formlarıyla dolu. Ufak tefek endişeler, kaygılar, pişmanlıklardan tutun da gelecekle ilgili ciddi korkulara kadar. Henüz olmamış ama olabileceğini düşündüğü şeyler de var. Korkmakta olduğun şeyler ne? Tam su anda zihnine bak, arka plandaki düşüncelere dikkatini ver. Muhtemelen ya olmuş şeylerin sonuçları hakkında düşünüyor, endişeleniyorsun ya da olacak olan şeyleri planlıyorsun, planlamazsan yolunda gitmeme ihtimalinden korkuyorsun.


Zihin korktuğu için sürekli plan yapıyor, sürekli istenmeyen ihtimallere, beklenmedik tehlikelere hazırlıklı olmaya çalışıyor. Bildiklerine, öğrendiklerine, yaşadıklarına dayanarak bazı durumların ortaya çıkması engellemeye ya da sağlamaya çalışıyor. Bildiği her şey geçmişten geliyor.

Oysa hayat tekrarlanmaz, aynı parametreler tekrar bir araya gelmez. Nasıl hazırlıklı olacaksın?

Dünkü bilgin yarın işe yaramayacak. Boşuna aklında tutuyorsun, yanlış şeyi referans alıyorsun. Bütün mesele uyanık olmakta, uyanık kalmakta. Hayat hiçbir zaman tekrar etmez. Sadece hep aynı algıyla bakan zihin hayatın tekrarladığını ve tekrarlayacağını düşünür. Bu yüzden bütün enerjisini geçmişi taşımaya ve evirip çevirip onu düşünmeye harcar.

Aynı şeyi görmeye devam ediyorsun diye her şey aynı şekilde olmuyor aslında.

Elinde bir şablon var, her şeye onun arkasından bakıyorsun. O filtre oradayken gerçeği - şu anda olmakta olanı - hiçbir zaman göremezsin ki. Bütün mesele elinde tuttuğun o filtreyi atmak.

Gerçekten görmek istiyorsan, geçmiş bilgilerin ve deneyimlerin filtresi olmadan bakmak gerek.

İlk anlaşılması gereken artık o bilgilerin işlevsiz olduğu. O anda belki doğruydu- o bile kesin değil ama ha ki diyelim 10 yıl önce bir olay oldu ve bir sonuç çıkardın - şimdi o bilgiyi alıp alakalı alakasız her şeyde kullanıyorsun ve hiçbir işine yaramadığı gibi, artık sadece sana engel olan bir mekanizmaya dönüştü.


Eğer filtresiz bakarsan hayatın, insanların ve hatta kendinin sürekli değiştiğini göreceksin.

O zaman nasıl eski bilgiler işe yarayabilir. Ne zaman korksan savunma mekanizması olarak yapışıyorsun eski kalıplara. Aklından geçen ve koku geçmişte olmayan bir inanç bulmaya çalışırsan ne demek istediğimi anlayacaksın. Bütün mesele hayata yeteri kadar güvenmemekte. Sanki hayat sen savunmada olmazsan her an senden bir şey alacakmış gibi hissetmesen, her şeyi bu kadar kontrol etmeye çalışır mıydın?


Neden hayata güvenmek bu kadar zor? Tüm gardını indirsen nasıl hissederdin?

Kontrol sende değil de hayatın ellerinde olsaydı? Bu soruların her birinin üzerinde birazcık kalırsan cevaplar gelmeye başlayacak, yeni yeni sorular çıkmaya başlayacak. Bu sorularla biraz oturmak, belki bir çay içmek derinleşmek, içinde olup bitene bakmak için bir alan açabilir.


Mucizeler kursunun derslerinden biri "Geleceğimi Tanrının ellerine teslim ediyorum." diye başlıyor. Basitçe diyor ki akıntıya karşı kürek çekmeyi bırak, akıntının zaten senin gitmek istediğin yöne aktığını fark et. Teslim ettiğim şeyin bana ait olduğunu sanıyorum. Bilmiyorum ki egomu geri çeksem geleceğim benim sandığımdan çok daha iyi olacak. Bütün problem egomun beni sağa sola savurmasıyken, kontrolü egodan alıp Tanrı’ya vermek neden korku yaratıyor? Şimdi seni bunun üzerinde biraz düşünmen için yalnız bırakıyorum.








396 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page